Din anlayışında ki farklılıkların kurumsallaşması ile mezhepler oluşur, dini, dili, ırkı ne olursa olsun, hiç kimse ötekileştirilemez, hak etmediği muameleye maruz bırakılamaz, her yeni yorumu kabul etmek gerekmediği gibi reddetmekte gerekmez, hiç kimse kimseyi tekfir edemez, Kuran ve Sünnet rahmet kaynağıdır, ayrılıklar için araç olarak kullanılamaz/ İslam'ın Kuran ve peygamberin örnek uygulamaları yerine mezhep, tarikat, cemaat üzerinden öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanmaya çalışılması Müslümanların en ciddi açmazlarındandır.
Bir kimsenin müslüman olması için herhangi bir mezhebe cemaate, tarikata bağlı olması gerekmez. İmanın gerçekleşmesi iman edilecek hususun bilinmesine bağlıdır, bu bilgi akıl sahibi insanın aklına yatarsa, doğruluğu ve güvenilirliği konusunda yeterli delil bulunursa kendi iradesiyle iman eder, Aklın bulduğu doğrular, vahiy tarafından da desteklendiği zaman doğru olanın gerçekleşmesi için yaptırım gücü devreye girer.
İslam, hiçbir kimsenin hiçbir cemaatin ya da tarikatın tekelinde değildir.
İmam Maturidi : İman çaba sarf edilerek bir delil üzerine inşa edilmeli der !
Akıl, Allah'ın insanda var ettiği bir seçme ve ilgi kurma yetisidir, işlevselliği ancak onu kullanmakla mümkündür, Raina
Akıl, hakkın ve batılın kendisi ile bilindiği kalpte bulunan bir nur
Comments